line3.gif (5784 bytes)

TEŞEKKÜR

 

    İzmir'imizin önemli Turistik Beldelerinden , Özdere'mizin geçmişten , bugüne gün ışığına çıkmasına yardımcı olan araştırmacı , Arkeolog Engin Çokbankir ile Ercan Çokbankir'e , bu kitabın basılmasına yardımcı olan kişi ve kuruluşlara , emeği geçen herkese Özdere Halkı ve Belediyemiz adına teşekkürü bir borç biliyoruz .

 

Özdere Belediyesi

 

KASURA , DİOSHİERON , KESRİ , KESRE , ÖZDERE

 

Tarih sayfaları , Beldemizi Hititler döneminde ;

" Kasura " ,

İyonyalılar'da ;

" Dioshieron " ,

Osmanlılar ' da ;

" Kesre " ye

taşırken , 1960'lı yıllarda şimdiki adı " ÖZDERE " ile tanışmıştır .

M.Ö. 5000 yıllarına uzanan İzmir Kentinin bir parçası olan Özdere , 28 ulusu bereketli topraklarında bağrına basmıştır . İklimi ve Doğası ile " Uygarlıkların

Beşiği " olan Ege'nin şirin bir kıyı beldesidir .

 

    Günümüzde , 22 km.lik sahil şeridi ile Ege'nin masmavi sularıyla kucaklaşan Özdere, 55 km.lik alan üzerinde kışın 10.400 , yazın 50.000 nüfusu ağırlar .

    İzmir ili , Menderes İlçesinin , Bakanlar Kurulunca onaylı tek Turizm Beldesidir . Belde içerisinde kıyıdan çeşitli uzaklıklardaki irili , ufaklı otel , motel , tatil köyü ve pansiyonları , ev pansiyonculuğu ile toplam yatak sayısı 5000'i aşmaktadır. Türk Hava Kuvvetleri ve Merkez Bankası Eğitim Kamplarının yatak sayıları toplamı 3500 civarındadır .

    Orman Bakanlığı , Kalemlik Milli Parkı ise eşsiz güzelliği ile kamping ve günü birlik turizme hizmet vermektedir .

    Turizm , Halkın en önemli gelir kaynağıdır . Tarım , Hayvancılık , Balıkçılık ise diğer uğraş alanlarıdır .

İnce kabuğu , çekirdeksiz ve mis kokulu " SATSUMA" mandalinası , Dünya Ülkelerinin sofralarını süsler .

 

    Tarihi Ören Yerlerine yakınlığı kadar , Adnan Menderes Hava Limanı ve Selçuk_ Efes Hava limanına , Kuşadası ve Çeşme Deniz Limanlarına yakınlığı Özdere'yi kara ve deniz yolları ile Dünyaya açılan bir pencere haline getirmiştir .

    Denizi ile , sahili , kumu ile , güneşi , ormanı , havası ile Özdere'yi anlatmak değil, yudum , yudum yaşamak gerek diyorum ;

 

HERKESİ " DOĞA SEVDASI ÖZDERE'Yİ " GÖRMEYE VE DOYA , DOYA YAŞAMAYA DAVET EDİYORUM .

 

En içten Saygı ve sevgilerimle ...

 

Haldun ERTOK

Belediye Başkanı

 

 

HİTİTLER VE İYONLAR DÖNEMİNDE " KASURA VE DİOSHİERON "

 

       Uygarlıklar , bitkiler gibi uygun iklim koşulları ve doğa güzellikleri aramışlar , en büyük uygarlıklar , en uygun iklim koşulları içinde en güzel yerleşimlerde devam etmişlerdir . Ege Kıyılarımızın o güzel iklimi ve yöresel güzelliği de tarihte en büyük uygarlığa sahip olan İyonya Kültürüne beşik olmuştur .

       Tarihçi Herodot , İyonya Kültürü için şunları yazmıştır ;

    " Asyalı İyonyalılar , kentlerini evrenin en güzel yerlerine inşa etmişlerdir. Evrenin hiçbir köşesinde İyonya kadar doğa güzelliğine sahip bir yer yoktur . Başka Ülkeler ya çok sıcak ya da çok soğuktur veya çok yağmurludur . Isı ve kuraklık olanca ağırlığı ile çökmüştür . Fakat İyonya'da bundan eser yoktur. Buraları çok , pek çok güzeldir ."

       Bu güzellikler sadece İyonya Kültürünü yaratmakla kalmamıştır . Bu topraklar , mitolojinin en büyük , en kutsal ilah ve ilahelerinin de doğdukları ve yaşadıkları yerler olmuştur . Ege Kıyılarımızın cennet köşeleri de bu yönden ayrı bir önem taşımıştır .

       Bölgede yaşam ve yerleşim , 7 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır . Milattan binlerce yıl önce bu gün " Bayraklı , Tepekule ve Limantepe ( Urla ) " adıyla andığımız yüksek tepeler üzerinde ilk kentleri kuranların , yapılan kazılar neticesinde Luvi – Leleg yani Hititler olduğunu biliyoruz . Bölgemizde Teos ve Klaros haricinde kazı yapılmadığından , zemin üstü buluntularında Myonnesos

    ( Doğanbey ) – Lebedos ( Gümüldür ) – ve Dioshieron ( Özdere ) de MÖ 2.500 yılında yerleşimin başladığını tespit etmiş bulunuyoruz . Bu topraklar İyonya , Lidya , ve Perslere mekan olmuş , Büyük İskender'in kudretli ordusunun egemenliği altına girmiştir . Sonra Bergamalılar , Romalılar , Bizanslılar gelip , geçmişlerdir buralardan ...

       Çıfıt Kalesi açıkları , yüzyıllar boyu bir çok şövalye ve korsanlara tuzak olmuştur . Daha sonraki yüzyıllarda bu topraklar , Atilla'nın , Arapların ve nihayet Selçuk Türkleri'nin işgalini , egemenliğini ve kültürünü yaşamıştır . Bu arada Cenevizliler , Rodos Şövalyeleri , Haçlılar , Aydın oğulları ve nihayet Osmanlıları yaşamıştır . Bir ara Helen İşgalini yaşayan güzel İzmir ve Özdere Bölgesi , Kurtuluş Savaşı sonrası , Türkiye Cumhuriyeti'nin en güzel , en büyük kenti olarak dillerde ve gönüllerde yer etmiştir . Bu topraklardan 7.000 yıldan beri kimler gelip , geçtiyse bin bir güzellik , iz ve unutulmayacak anılar bırakmışlardır .

       Mitolojinin en büyük ilah ve ilaheleri arasında yer alan ana tanrıça Kybele'ler , Zeus'lar , Artemis'ler , Apollon'lar , bilim ve sanat alanında büyük tarihçi Heredot , epik şiirin büyük üstadı Homeros , aşk şairi Anakreon ve devrinin en büyük sanatkarı olan Mikiades bu toprakların yetiştirdiği önemli kişilerdir .

       Bu topraklarda yaşayan ve ölen nice bilge insanların attığı kardeşlik tohumları giderek büyüyecek , Ege'yi , Anadolu'yu , ve evreni saracaktır .

       Bölge , aynı zamanda günümüz Türkiye'sinde de bereketli topraklarıyla , bu güne kadar 28 Ulusu inciriyle , zeytiniyle , pamuğuyla , baharatıyla , üzümüyle , tütünüyle , meyvesiyle ve sebzesiyle beslemiştir .

       Günümüzde bölgeye has Satsuma cinsi mandalina ile Ülkemizin ticari hayatında da önemli bir yeri olmuş ve olmaktadır .

       İzmir civarında son yapılan kazı ve araştırmalarda MÖ 5000 yıl öncesine ait buluntular bölge tarihini yeniden şekillendirdi . İzmir – Bayraklı , Tepe kule , Urla yakınlarındaki Liman tepe kazıları , Yamanlar Dağı eteklerinde Prof. Dr. Ersin Doğer 'in satıh araştırmalarında bulduğu eserler bizi , günümüzden 7.000 yıl öncesine götürdü .

       Biz Özdere Bölgesi tarihini araştırırken İzmir ve biraz da Anadolu Tarihini incelemek istiyoruz . Bundan dolayı da Hititleri , Ege'de ararken , Özdere'de yani bölgemizde göreceğiz .

       Değirmendere yakınlarındaki antik yerleşimlerde MÖ. 4000 – 3500 yıl öncesi buluntularından faydalanılarak tarihleşme yapma imkanına sahip oluyoruz . Kolophon ( Değirmendere ) yakınlarındaki bu yerleşim , Arkeologlarca MÖ. 3500 yıllarına rastlayan Eski Tunç Çağı ve öncesi devirlerine tarihleşmektedir .

       Yine bölgemize yakın yerleşim alanlarından Kemalpaşa ( Nif ) , Karabel ve Manisa yakınlarındaki Niobe Kaya Kabartmaları da Hititlerin akraba kavmi Luvi'lere aittir. Demek ki Luvi'ler Ege'de MÖ. 2300 – 1200 yıllarında yaşadılar .

       Dikkat çeken en önemli buluntu diyemiyoruz ama , Ege'deki eski yerleşimlerin adlarını araştırdığımız zaman karşımıza KASURA ve KUMADRULA kent isimleri çıkıyor . ( Prof. Bilge Umar , Türkiye'deki Tarihsel Adlar . İstanbul – 1993 )

       İngiliz Arkeolog James Mellart'a göre , Anadolu'ya Balkanlardan , Boğazlar üzerinden gelmişler ve Troya 1 ' i yıkıp , Troya 2'yi kurmuşlardır . M.Ö. 2300 yıllarında Menderes Vadisine yerleşenler ise Yortan ve Kusuru Kültürünü meydana getirmişlerdir . Luvi'lerin konuştukları dil "Luvi Dili" olarak adlandırılır .

       F. Schachermayer , Luvice'ye " Ege Dilleri" adını vermiştir . Hititçe ile akrabalığı bulunan Luvice'deki tanrı , şahıs ve yer adlarının Helenistik Devirlerle aynı olması ise bunların menşelerinin Luvice olduğuna da hiç şüphe bırakmaz . ( Prof. Dr. Firuzan Kınal , "Luvi'ler" Türk Ansiklopedisi XXIII Ankara 1976 , sayfa 106 .)

       MÖ. 2300 yıllarında yöreye yerleşen Luvi'lerin , Efes , Kolophon , Teos , ve Smyrna'da yaşayan Halkın Ataları olduğunu iddia etmek , Arkeoloji Bilimine ters düşmemektedir . Luvice'de ismi geçen KASURA'da mutlaka bir yerleşim yeri ve bu yerleşimde yaşayan bir Halk olmalıdır .

       Bu bilgileri pekiştirmek için Mübahat S. Kütükoğlu'nun "XV ve XVI . Asırlarda İzmir Kazası " adlı kitabının 61. sayfasında " Türklerden önceki Yerleşme Yerleri adları " bölümünde KESRİ ile ilgili bölümü inceleyelim ;

       " Kuşadası Körfezinde sahile yakın bir yerleşme yeri olup , bu günkü adı ÖZDERE'dır . Osmanlı Döneminde tepede olan köy , zamanla ovaya inmiştir ."

       Prof. Dr. Bilge Umar tarafından KESRİ adının eski çağlarda var olduğu , ve muhtemelen Luvi dilinde tapınak anlamı taşıyan "KAS" ile yine aynı dilde ulu , yüce anlamına gelen "URA" kelimesinden meydana gelen ve "YÜCE TAPINAK" manasındaki KASURA'dan üretilme olduğu tahmin edilmektedir .

       Gerçektende burada Roma Devrinde bir ZEUS TAPINAĞI olmalıdır .

       İsmi "YÜCE TAPINAK" anlamında olan beldemizde Zeus Tapınağının da Roma Çağında olması Kesri isminin etimolojisini doğrulamaktadır .

       Yine Helenistik ve Roma çağında ismi "Dioshieron" olan yerleşim bize göre mutlaka sahilde olmalıdır . Antik çağlarda KASURA , DİOSHİERON olmuştur. Tüm tarihi kayıtlar bunu doğrulamaktadır .

       Efes , Klaros , Teos yol güzergahı çok önemlidir . Teos'ta , Antik Çağlarda Asya Olimpiyatlarının yapılması , Lebedos'un ( Gümüldür ) Dionysos sanatçıları , Dioshieron'daki ( Özdere ) Zeus Tapınağı , Klaros'ta ( Ahmetbeyli ) devrin en önemli kahinlerinin yaşaması , Ephesos'ta ( Selçuk) Artemis Mabedinin bulunması, Bülbül Dağında Meryem Ananın yaşaması , St. Jean Kilisesi , Kuşadası Körfezinin Antik Çağlardaki önemini belli eden eser ve kayıtlardır .

       Peki bu kadar önemli eserlerin hepsi ortaya çıkmışken beldemizdeki ZEUS TAPINAĞI nerededir ?

       Unutmamalıyız ki bölgemiz , önemli bir deprem bölgesidir . MÖ. 304 , MÖ. 36 ve MS. 176 yıllarında meydana gelen depremler , Smyrna ( İzmir ) , Ephesos

       ( Selçuk) , Klaros ( Ahmetbeyli ) , ve Teos ' u ( Seferihisar ) yerle bir etmiştir. Muhtemel ki Dioshieron'daki Zeus Tapınağı deniz kıyısında olması dolayısıyla sular altında kalmış olmalıdır .

       Günümüzde , Özdere Belediye Başkanı Haldun Ertok ' un desteği ile yapılan Liman çalışmalarında denizden çıkarılan sütun ve sütun başlıkları ve mimari kalıntılar buradaki yerleşim yerinin muhtemelen depremler sırasında tahrip olduğunu ve sular altında kaldığını göstermektedir .

       Günümüz Arkeolog ve sanat Tarihçilerine en değerli kaynağı sunan Anadolulu ünlü Coğrafyacı ve Gezgin Strabon MÖ. 60 yıllarında yazdığı 17 ciltlik Seyahatnamesinde bölgemizden şöyle bahsetmektedir ;

       " Ephesos , Klaros , Kolophon , Dioshieron , Lebedos , Myonnesos , ve Teos dönemin önemli yerleşim alanlarıdır . Kolophon'dan 120 stadia (eski uzaklık birimi) uzaklıkta olan Lebedos'a gelinir .

       Burası Hellas Pontus'tan itibaren İyonya'daki bütün Dionisiac sanatçılarının bir araya geldikleri ve oturdukları ve ayni zamanda her yıl , Dionysos ( Şarap ve Eğlence Tanrısı ) onuruna düzenlenen oyunların yapıldığı , genel festivalin toplandığı yerdir . Onlar evvelce , Kolophon'dan sonra ve İyonyalı'ların şehri olan Teos'ta yaşarlardı . Fakat burada bir iç ayaklanma çıkınca , kaçarak , Ephesos'a sığındılar . Bergama Kralı Attalos , onları Teos'la , Lebedos arasında bulunan Myonnesos'a ( Doğanbeyli ) yerleştirdiği zaman , Teoslular , Myonnesos'un kendilerine karşı tahkim edilmesine izin verilmemesi ricasında bulunmak üzere Romalılar'a bir elçi heyeti gönderdiler ve Lebedos'a göç ettiler . Burada oturanlar nüfuslarının azlığından ötürü kendilerini memnuniyetle kabul ettiler .

       Teos'ta keza , Lebedos'tan 120 stadia uzaklıktadır .

       Bu iki Yerleşim Alanı arasında bazıları tarafından Akannesos olarak adlandırılan ASPİS Adası vardır . Myonnesos yarımada şeklinde bir yükseklik üzerine iskan edilmiştir . "

       Aynı yazar , bölgemiz hakkında verdiği bilgilere şöyle devam etmektedir ;

       ( Strabon , sayfa 26 . ) " Kolophon'da sonra , Karakios Dağına , Artemis'e ( Baş Tanrı Zeus'un kızı , Bereket Tanrıçası ) tahsis edilmiş bir Ada'ya gelinir . Kıyıdan Adaya , Dişi Geyiklerin yüzerek geçtiğine , ve burada yavruladıklarına inanılırdı . Bundan sonra , Kolophon'dan , Klaros üzerinden 120 stadia uzaklıkta , Lebedos'a gelinir . "

       Özdere , kayıtlara göre , Hititlerin akrabası luviler'in yaşadığı dönemde Yüce Tapınağın bulunduğu , Helenistik Çağdan sonra , Roma Devrinde ise Baş Tanrı Zeus'un adına yapılmış Tapınağın bulunduğu yerleşim alanıdır .

       Yine Strabon ve Ramsay'a göre , Klaros , Diosheiron , Lebedos , Myonnesos , Teos ile Ephesos arasında önemli bir yol güzergahıdır .

OSMANLI DÖNEMİNDE " KESRİ "

 

       İzmir'in önemli bir karyesi ( köyü ) olan KESRİ ismine Osmanlı Döneminde 1467 ve 1475 tahrirlerinde ( kayıtlarında ) rastlıyoruz . 1467 tarihli bir tahrirde , İzmir Kazasının güneyinde yer alan köylerden sadece Mesavli ( Çakaltepe ) , Kesri ( Özdere ) , Emirdoğan , Dryanda ve Çapar ( Çapak ) bulunmaktadır . Bunlardan Mesavlı ve Kesri Cumaovası'na , Çapar ve Emirdoğan ' da Dryanda ( Ayrancılar ) Nahiyesine bağlıdır . O dönemin iki Nahiye Merkezi , Dryanda ve Cumaovası'dır . Dryanda , İzmir – Torbalı yolunun solunda kalan bölgedir . Sağında kalan bölge ise Cumaovası diye adlandırılır .

       Daha sonraki yıllarda ise Değirmendere Nahiye Merkezi olacaktır . 1940 yıllarından sonra Kesri , Nahiye Merkezi olan Seydiköy ve Değirmendere'ye bağlı bir köy olarak kayıtlara geçecektir .

       Aydın oğlu dönemiyle ilk Türk Yerleşimlerine tanık olan yöremizde 1329 yılında , Aydın oğlu Mehmet Beyin oğlu Umur Bey , İpsili ( Doğan Bey ) ve çevresini ele geçirmiştir . Umur Bey'le birlikte başlayan dönemde , Cüneyt Bey'in oğlu Doğan Bey 'den dolayı ismi Doğan Bey olarak anılmaya başlamıştır . Aydın oğlu Umur Bey, Cüneyt Bey ve Doğan Bey döneminde Akdeniz ve Adalardan gelecek tehlikelere karşı Sivri Hisar , ( Seferi Hisar) Nahiyesi , Doğan Bey'i gözetleme yeri olarak kullanmıştır . Ege Denizinden geçen ve Samos'tan kalkan gemileri buradan izleyen Umur Bey ve Aydın oğlu Devleti , Doğan Bey'i ve civarını önemli bir Yerleşim Merkezi yapmıştır .

       1467 tarihli defterde ki kayıtlarda , bulabildiğimiz köyler içinde Cumaovası Nahiyesinde en fazla nüfusa sahip olan yerleşimler Kesri ve Gümüldür'dür . Bu kayıtlarda Kesri'de 68 hane bulunmaktadır . Hane Reisleri içinde 7 ' si sanatkardır . 4 Terzi , 1 Demirci , 1 ' de Dokumacı vardır . Terzi , demirci ve dokumacı bulunması , çevrede Tımar ve Yaya Çiftliklerinin çok olmasına , denizle bağlantısı nedeniyle de Levent'lerin ( Denizcilerin ) yörede bulunmasına bağlı olmalıdır . Bu da yerleşimin önemine bir kanıttır . Kitab – ı Bahriye 'nin 180. sayfasında "İzmir'in Kesri Köyünde , Kumkışığı civarında Haram – i Levent kayıklarının barındıklarından bahis edilmektedir ki bununla Deniz Korsanlarının kastedildiği açıktır . " Ancak , bu arada Bahriye Askerlerine de Levent denildiğini hatırdan çıkartmamak lazımdır .

       Bölge , her dönemde Korsan Yatağı olmuştur . Doğan Bey ' deki Çıfıt Kalesi , Korsan Kalesi olarak ta anılmaktadır . O çağlarda en büyük Korsanlık Olaylarına bu bölgede rastlanıldığına dair elde kaynak çoktur .

       Osmanlı Döneminde toprakların büyük kısmının mülkiyeti Devlete aittir . Bu topraklar , Devlete hizmette bulunanlara , " Hizmetlerinin karşılığı " olarak dağıtılırdı . Osmanlılar , bir yerin fethine müteakip , " TAHRİR " denilen sayımları yaptırdıkları gibi bu tahrirleri her Padişah değişikliğinde veya genellikle 30 yıl aralıkla tekrarlatırlardı . 1467 tarihli Tımar esasına göre yazılmış defterde, Mesavli ile başlayan 230 . sayfada Emirdoğan , Dryanda , Zeytini , Çapak ve Kesri görülmektedir . Defterin 306 . sayfasından itibaren Padişah Hasları yer almaktadır . Kürdelen ( Karşıyaka ) , Manda ( Bornova ) , Urla , Çeşme, Hereke , Düzce , Seferihisar Nahiyeleri kayıtlıdır . Defter , köylünün toprağı işlemesine , kullanmasına göre " ÇİFT " , " NİM ÇİFT " , " ÇİFTLİ KARA " , ve " KARA " olarak ayrılmıştır . Bu tabirler , topraksız , az topraklı , veya çok toprağa sahip köylü karşılığı olmalıdır .

       Emirdoğan , Çapak , Kesir , Dryanda ve Zeytini köyleri , mukataa ( Vergi Mükellefi) , olarak geçmektedir . Başbakanlık Osmanlı Arşivi , Bab – ı Defter – i Kalem'in tasnifi içinde 757 numarada bulunan bu defter de Tımar esasına göre tanzim edilmiştir . Defterde sadece Çağış , Gümüldür , Çamlı , Kesri , Gölyaka , ve Kurdelen köylerinde iki cemaatin mevcudiyeti görülmektedir. Yaya ve yamaklar artık reaya ( vergi veren Halk . ) statüsüne sokulmuş olduklarından , çoğu çiftlik boşaltılmıştır . Çiftliklerde yaşayanların evlileri " bennak " , bekarları , " mücerret " olarak kaydedilmiştir .

       Osmanlı Döneminde , Padişahların yatırımlarının ( cami , köprü , imaret ve yolların gelirleri çeşitli Vakıf ve Haslardan temin edilirdi . Örneğin Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan'a 1520 yıllarında Urla'nın Köyleri Vakıf edilmişti. Kesri ve Gümüldür Köyü de Kanuni Sultan Süleyman Hassına bağlanmıştı. Padişah Hassına bağlı Köyler içinde Tımar Çiftlikleri de vardır . Kesri'de Padişah Hassına bağlanmış , Mustahfıs Tımarı ( Padişah tarafından korunan , gözetilen Tımar Çiftliği ) vardır . Tımar Çiftlikleri içinde o dönemde Yaya Çiftliklerine ( yaya ve müsellem adıyla , atlı olmak üzere iki askeri teşkilat vardır . ) Gümüldür ve Kesri'de rastlıyoruz . Kesri ve Gümüldür Köylerinin sahile yakın yamaçlarda kurulmasının sebebi , düşman saldırılarına karşı korunmak için olmalıdır . Samos ve diğer adalardan gelen Korsanlar , Halkın elindeki mahsul ve hayvanları gemilere yükleyip , kaçırmaktaydılar .

       Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait bu bilgilerden önce Fatih Sultan Mehmet'in son dönemleri 1478 yılında " Cumaovası Köyleri içinde 15. Yüzyıl Tahrirlerinde tek bir köy hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz , bu köy de , Kesri Köyüdür .

       Kesri'de XV. Yüzyıldaki iki Tahrir arasında , hem Tam Çift , hem de Yarım Çift sayılarında artış tespit edilmektedir . Ancak daha önce de belirtildiği gibi 1467 ' de " Çiftli Karalar " varken , 1478 'de bunlar kayıp olmuş , yerini artık Bennaklar almıştır . Dolayısıyla artış oranları hesaplanırken , bu ikisi arasında mukayese yapılmıştır .

       1478 YILINDA Kesri Köyünün nüfusunun artışında büyük bir gelişme vardır . Kesri'de artık mücerret ( Bekar nüfus) vardır . Bekar Nüfusun artması bölgede Çiftliklerin çoğalmasına , nüfusun artışına , ve bölgenin o dönemde ekonomik olarak güçlenmeye başladığının göstergesidir . Kesri'nin hane artışı da bunu belli etmektedir . Kesir ve Gümüldür Köylerinin muhtemelen XVI . yüzyıl başlarına ait Yavuz Sultan Selim devri Tahririne de sahibiz . Bunlardan XV ve XVI . yüzyıllardaki gelişmeleri izleyebildiğimiz tek köy Kesri'dır . Buna göre 1478 ' de 116 olan Hane sayısı , Yavuz Sultan Selim devrinde 152 ' ye , 16 olan mücerret sayısı , 26 ' ya çıkmıştır . 216 Hane , 20 mücerret olan Gümüldür'ün Nüfusu , 1528 yılında 139 Hane , 19 Mücerrede inmiştir . Cumaovası reaya köylerinden Kesri ' de gerek hane , gerek mücerret sayısında düşüş vardır . 1528 yılında köylerin büyük kısmında Mutak 'a ( azat edilmiş köleler ve bu kölelerin çalıştığı çiftlikler ) rastlanmaz . Gümüldür ve Kesri'de sadece birer Mutak vardır . 1478 tarihinde Aydın Sancağında köylerin bir kısmında bazı şahısların Mukataa

       ( Hazineye gelir temin eden tuzla , gümrük , maden , dalyan gibi müesseseler ) kapsamına alınarak bunların Sancak Bey'i İshak Paşa'nın Tımarına katıldığı köylerden biri de Kesri' dır . Kesri Köyündeki şerh ise daha farklıdır . Bunların Kesri Köyünün raiyetleri ( Hayvan sürüsü otlatanlar ) oldukları ama koyunlarının resmi vergisini Sancak Beyi'ne verdikleri için buraya da kayıt edilmiş olduklarına işaret edilmiştir . Gerçekten bu 6 kişinin ( 8 sürü sahibi ) Kesri Köyünde de Raiyet olarak adları bulunmaktadır .

       Yayaların , Reaya Statüsüne sokulmasından sonra çiftliklerin bir kısmı da boşalmıştır . Bölgede 35 çiftlik boştur . Bunların 4 ' ü Gümüldür'dedir . Kesri'de hiç boş Çiftlik yoktur . Çiftlik sayısının en fazla arttığı 1575 yılında Kesri'de çiftlik sayısı 4'e çıkmıştır .

       Zirai mahsullerden alınan Öşürler ( vergiler ) ;

       Aydın Kanunnamesinde , Pembeden ( Pamuktan ) 10 Vukiyyede 1 Vukiyye " ÖŞÜR" alınacağının belirtilmesi , dolayısı ile miktarı değilse bile kaldırılan üründen elde edilen geliri bulmamız mümkün olmaktadır . Kesri'de 1528 – 1575 yıllarında alınan Öşür , 6.500 akçe olmuştur . 1528 yılında Kesri'de 3500 akçe olan gelir , 1575 yılında ise 2.570 akçeye düşmüştür .

       Fatih Sultan Mehmet , Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi Tahrir Defterlerinde , Kesri'de , İlyasoğlu , Tuna Han , Ali , Sökeli İlyas adlı kişilerin çiftlikleri vardır . Bu kişiler aynı zamanda Ser Piyade ( Piyade başı ) dır .

       Kesri ' de Osmanlı Döneminde Türk Nüfusu çoğunluktadır . Çünkü XIX. YüzYılın II. Yarısından sonra Anadolu ve Adalardan Rum nüfusun İzmir'e yoğun bir göç verdiğini görüyoruz . Bu dönemde , örneğin Seferihisar Nüfusunun 21.200 kişiden 7.500 'ü Rum Nüfusudur . 1866 yılında İzmir'in Cumaabadad , Trianda , ve Torbalı Nahiyeleri birleştirilerek Seydiköy merkez yapılmıştır .

       O dönemde Kesri, Seydiköy'e bağlı bir köydür .

 

CUMHURİYET DÖNEMİNDE KESRE , DAHA SONRA ÖZDERE

 

    1926 YILINDA Değirmendere Nahiye olunca , Kesri bu defa oraya bağlanır .

    Elimizdeki belgelerden 1927 yılı Emlak Kayıtlarına göre Kesri en büyük yerleşim alanıdır .

    150 hususi binası , 2 resmi binası , 6 iktisadi binası , 1 cami ile bölgenin en önemli merkezidir .

    1965 Nüfus Sayımına göre de Yörenin en büyük Yerleşim Alanı yine Kesri'dır. 1407 Nüfusu vardır .

    O dönem Kesre Muhtarı Mehmet Özkan'dır . Bu dönem Türk Turizminin emeklemeye yeni , yeni yatırımların başladığı bir dönemdir .

    Yöremizdeki Sultan ve Paşa Otelleri bu dönemde yapılmıştır . O yıllardaki bir turizm dergisinden yaptığımız alıntı Sultan Otelden şöyle bahseder ;

    Bereketli toprakları üzerinden ve arasından berrak sular akan ormanların içinden geçen yol , İzmir'i Gümüldür Bucağına bağlar ve buradan Kesre Köyüne bir yol ayrılır . Ege'nin dantel gibi kıyıları bu yol boyunca devam eder. İşte , burada , o dantel kıyılara hakim bir tepenin üzerinde yalnız İzmir'in değil , tüm Ege'nin en güzel turistik tesislerinden biri yükseliverdi . Kimselerin bilmediği cennet bir yurt köşesine milyonlar yatıran bu güzel ve hayırlı teşebbüs , " Enternasyonal Turizm TAŞ." nin eseri idi . Bu şirketin de başkanı tanınmış iş adamı Ali Mütevellioğlu idi . 1966 yılı başlarında bu araziyi satın alarak Mayıs ayı içinde işe girişmişti . Tam 22 ay sürmüştü . Buradaki hummalı faaliyet ve neticede Avrupa'daki emsallerini kıskandıracak güzellikte bir tesis meydana gelmişti. Saraylara layık bir isim bulmuştu buraya " SULTAN " ...

    Bölgede ilk yatırım olması nedeniyle Sultan'dan başladık .

    Günümüz itibarı ile toplam tesisin 100'e yaklaşmış olması , 35 yıllık süreçte 5.000 yatak kapasitesini geçmesi Özdere'yi , Kuşadası'ndan sonra önemli bir cazibe merkezi yapmıştır. Yöre , gerçek bir doğa cennetidir .

    YEŞİLİN VE MAVİNİN HER TONUNU BURADA GÖRMEK VE YAŞAMAK MÜMKÜNDÜR .

    Güneşin eşsiz güzellikte batışını , renklerin cümbüşünü , Özdere akşamlarında doyarak yaşayabilirsiniz .

    Doyumsuz bir tatil beldesidir Özdere . İster denizine aşık olun , ister ormanına , isterseniz dantel gibi koyları ile tertemiz , pırıl , pırıl denizine ...

    Veya ister su altı avcılığına ilgi duyun , ister kara avcılığına . Özdere size göre yaratılmıştır . Her mevsim , her zevke uygundur . Üstelik , etrafındaki tüm turistik ve tarihi yerlere ve bilhassa İzmir'e çok yakındır .

    Geriye bir tek görmek ve yaşamak kalıyor .

 

ÖZDERE'NİN COĞRAFİ KONUMU VE YERLEŞİM ALANLARI

 

    Son adıyla KESRİ veya KESRE , 1979 yılında yine isim değiştirmiş , ÖZDERE adıyla belediyelik yani Belde ilan edilerek Eski adıyla Cumaovası , yeni adıyla MENDERES ilçesine bağlanmıştır . ( 03.06.1979 )

    Batısında , Ahmetbeyli köyü ve Selçuk İlçesi ile , doğusunda , Gümüldür beldesi ile , Kuzeyinde bağlı bulunduğu Menderes ilçesi ile komşudur .

    Beldenin kuzeyi çok dik ve yüksek dağlar ve ormanlarla kaplı olup , bu ormanlar beldenin kenarına hatta içine kadar girmekte, koylarında mavi ile birleşmektedir .

    Özdere 3 Mahalleden oluşmaktadır . Öncelikle , hala nostaljik Türk Köyü havasını koruyan , Özdere'nin orijini eski KESRE KÖYÜ , şimdiki adıyla CUMHURİYET MAHALLESİ , beldenin ortasında yer alan ÇUKUR ALTI MAHALLESİ ve Gümüldür beldesine komşu olan ORTA MAHALLE .

    Beldenin Ahmetbeyli ve Selçuk tarafından girişinden itibaren , Cumhuriyet Mahallesine bağlı Balıkçı Barınağına kadar olan sahil kesimi Turizm Bakanlığı tarafından 1988 yılında Bakanlar Kuruluna yapılan bir teklif ve alınan bir kararla 1. sınıf Turizm Bölgesi ilan edilmiştir . Böylece Turizm Alanları ile 2. Konut alanları bir yerde , bir nebze birbirinden ayrı tutularak , ileride Özdere'nin büyük bir Turizm Bölgesi olması yolunda önemli adım atılmıştır .

    Özdere sınırları içindeki koylar ve sahil kesiminin uzunluğu 22 km.dir . Sahilin kıyıya düz gitmemesi , girintili , çıkıntılı bir çok koylar oluşturması , sahil kesiminin ve kumunun çok kaliteli bir yapıya sahip olması , denizinin temizliği turistlerin ve tur operatörlerinin de dikkatini çektiğinden körfezin karşı kıyısında bulunan Kuşadası'na gelen yerli ve yabancı turistlerin büyük bir bölümünün yat turları ile Özdere sahillerine gelmesine ve burada denize girmesine sebep olmaktadır .

    3 Mahalleden oluşan Özdere'nin Belde sınırları toplamı , yüz ölçümü 55 km2 dır .

 

ÖZDERE'NİN KOYLARI , PLAJLARI , PİKNİK YERLERİ

 

    Özdere'de denize girilecek , piknik yapılacak bir çok güzel yeri olmasına rağmen , en önemlileri :

    Koru Koyu , Koru Plajları , Zindancık koyu , Zindancık plajları , Göl Yatağı koyu ve plajları , Kuyu Bükü koyu ve plajları , Güverte restoran plajları , Çukuraltı plajları, Kalemlik Orman içi dinlenme alanı ve plajları , 14 Evler plajları , Göktur plajları , Orta mahalle Gençlik Parkı ve plajlarıı , Göl Yatağı ,, Orta Mahalle Belediye Gençlik Parkı Piknik yerleri , Yıldırım çadırlı kamping ve piknik alanı en meşhur olanlarıdır .

 

ÖZDERE'NİN NÜFUSU

 

    Özdere 'de , son bina sayımında tescil edilen 9400 bina vardır . Bu binalar içinde konut olarak kullanılan 8500 ' ünün sadece 3000 'inde 12 ay oturulmakta , diğerleri 2. konut olarak kullanılmakta olup , son nüfus sayımında 3000 konutta yaşayan 10.400 kişi tespit edilmişse de , okulların tatile girmesi ile başlayan tatil döneminde 2. konutuna gelenler , 5000 yatak kapasitesinin üstündeki konaklama tesislerinin dolması ve denizden faydalanmaya gelen günübirlikçilerle bu sayı 50.000 ' e varmaktadır .

 

ÖZDERE'YE ULAŞIM

 

    Özdere , her yönden rahatça ulaşa bilinecek bir karayolu üzerindedir .

    Hangi yönden ulaşmak isterseniz , sizi sıkmayan , nefis çam ormanları arasından geçerek , koylarının etrafından dönerek Kuşadası Körfezinin muhteşem görüntüsünü seyrederek ulaşabilirsiniz . Özdere aynı zamanda etrafında bulunan tarihi ve turistik ören yerlerine de çok yakın ve çok rahat ulaşım ağı ile bağlıdır .

    İzmir'den , garajdan kalkan , Gaziemir Garajı üzerinden Özdere'ye gelen Özdere Taşımacılık kooperatifi minibüsleri her yarım saatte bir , Belediyenin otobüsleri ise 2 saatte bir Özdere'ye karşılıklı hareket ederler . Ayrıca Selçuk'tan ve Kuşadası'ndan da her yarım saatte bir minibüs karşılıklı olarak hareket etmektedir .

    Özdere ' nin civarındaki tarihi ve turistik Ören yerlerine uzaklığı ise :

    İzmir'e uzaklığı ................................................. 70 km.

    İzmir Menderes Hava alanına uzaklığı ................ 45 km.

    Menderes İlçesine uzaklığı ................................... 40 km.

    Seferihisar ( Teos ) a uzaklığı ............................. 40 km.

    Çeşme'ye uzaklığı .................................................... 150 km.

    Urla'ya uzaklığı ....................................................... 80 km.

    Selçuk'a ( Efes , Meryem Ana'ya ) uzaklığı ...... 35 km

    Kuşadası'na uzaklığı ................................................. 40 km. dır .

 

ÖZDERE'DE EĞİTİM VE SAĞLIK

 

EĞİTİM :

    Özdere'de Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ;

    1 – Turizm Meslek Lisesi 24 öğretmen 171 öğrenci

    2 – Cumhuriyet Mah . İlköğretim Okulu 14 öğretmen 223 öğrenci

    3 – Çukuraltı Mah . Ogan Timici İlköğ. Okulu 23 öğretmen 400 öğrenci

    4 – Orta Mah . İlköğretim Okulu 15 öğretmen 278 öğrenci

ile hizmet vermektedir .

 

SAĞLIK HİZMETLERİ

 

    Özdere ' de Sağlık Bakanlığına bağlı olarak bir Sağlık Ocağı , 2 Doktor , 2 Hemşire , 5 Ebe , 1 Sağlık Memuru ile Sağlık hizmeti vermektedir .

 

ÖZDERE'DE EKONOMİK YAPI

 

    Özdere beldesinin ekonomik etkinlikleri , Tarım , Hayvancılık ve Balıkçılık özellikle de Turizmdir .

 

TARIM , HAYVANCILIK VE BALIKÇILIK

 

    Özdere 1. sınıf bir tatil ve turizm beldesi olmasının yanı sıra 1. sınıf tarım alanıdır.

    Bereketli topraklarında ne ekerseniz , sonuç alabilirsiniz .

    En önemli tarım mahsulü , Türkiye Narenciye piyasasında önemli bir yeri olan Mandalina tarımıdır . Satsuma cinsi , ince kabuklu ve kendine has lezzeti ile Mandalina tarımı , bölgede olduğu gibi Türkiye'de de 1. sırayı almaktadır . Daha sonra Zeytincilik , Üzümcülük , Seracılık ( domates ve salatalık ) ve sebze tarımı gelmektedir .

    Halkının bir kısmı hayvancılıkla da uğraşır . Küçük baş ve büyük baş hayvancılık ve ondan elde edilen yan ürünler halkın önemli geçim kaynağıdır .

    Ayni zamanda beldede bulunan Hindi çiftliği ile belde ve yakın çevresinin Hindi eti ihtiyacı karşılanmaktadır .

    Denize kıyı olması ve Balıkçı Barınağının olması, Özdere'de Profesyonel Balıkçılığın günden güne gelişmesine sebep olduğu gibi Özdere Sahili , günün 24 saati amatör olta Balıkçıları ile doludur . Balıkçılıkla ilgili olarak kurulan Özdere Su Ürünleri Kooperatifi , Barınakta faaliyetine devam etmektedir .

 

ÖZDERE'DE TURİZM

 

    Özdere'de turizm , 1966 yılında başlar . O sene içinde Özdere'nin ilk turistik tesisleri Sultan ve Paşa Otellerin inşasına başlanmıştır . Daha sonra çığ gibi artan ve büyüyen turistik tesislerin yatak kapasitesi , geçen 35 sene içerisinde 5000 ' i aşmıştır .

    Beldede 5 adet Turizm Bakanlığı denetimli 4 ve 3 yıldızlı Otel ile , Belediye denetimli 17 Otel , 11 Motel , 2 Apar Otel , 1 Tatil Köyü , 2 Çadırlı Kamping , 6 pansiyon , Türk Hava Kuvvetlerine ve Merkez Bankasına ait 2 Eğitim Kampı , 50 Ev Pansiyonu Konaklama ve Turizm hizmeti vermektedir . Özdere ' de ilginç bir turizm kolu da gelişmiştir . Kiralık evler Seyahat Acentaları ve Emlakçılar tarafından tutulmakta , gerek İnternet ve gerekse görsel medya ile verilen reklamlarla 15 günlük , 1 aylık , sezonluk kiraya verilmektedir . Yani Özdere'ye gelen ve tatil geçirmek isteyen yerli ve yabancı turistler , eşyaları ile birlikte tam teşekküllü evleri kiralayarak kendi evleri imiş gibi tatil geçirme imkanına sahip olabilmektedirler . Buna benzer kiralık evlerin sayısı da hayli fazladır .

    Özdere'de Turizm Ekonomisi her geçen yıl artan sayıda büyümektedir . 2000 yılı doluluk oranı % 90 ' la geçilmiştir . 2000 yılında Özdere' de bozdurulan döviz miktarı 1 TRİLYON T.L. dır . Turizm girdi sininde 4 TRİLYON T.L. olduğu tahmin edilmektedir .

    Şayet 12 Km. sahil şeridi üzerindeki Turizm Alanı harekete geçerse ve konaklama tesisleri ile dolarsa , Özdere ' nin yatak kapasitesinin mevcudun olduğu kadar daha artacağı tahmin edilmektedir . Yani 10.000 'in üzerine çıkacaktır .

    Özdere'de Turizm faaliyetinde bulunan Konaklama tesisleri , oda ve yatak kapasiteleri , telefon numaraları aşağıda gösterilmiştir :

 

 

Tesisin Adı

Oda  Sayısı

Yatak Sayısı

Telefon Numarası

MAXİMAOTEL****

250

525

(0232) 797 66 90

CLUBSULTAN****

300

600

(0232) 797 63 64

GRAND EFE ****

385

900

(0232) 797 58 03

WİLD ROSE ***

49

106

(0232) 797 66 99

MİRANDA ***

50

100

(0232) 797 66 93

HOTEL PAŞA

108

216

(0232) 797 69 64

MAVİ KOY

72

172

(0232) 797 54 67

PALMİYE

35

70

(0232) 798 74 04

OLGUN

25

63

(0232) 797 51 44

ANATOLİA OTEL

16

38

(0232) 798 53 52

PANAROMA OTEL

20

35

(0232) 79875 65

SELİM SULTAN

12

24

(0232) 798 76 55

GÜLER OTEL

22

44

(0232) 798 72 58

BESTEMÖZDEREOTEL

45

90

(0232) 797 57 11

OTEL AKİ

20

40

(0232) 797 66 07

BELAYIR OTEL

28

56

(0232) 797 51 26

CAPELLO OTEL

33

70

(0232) 797 54 54

HERMES OTEL

14

30

(0232) 797 69 56

GÖKKUŞAĞI OTEL

8

20

(0232) 797 54 71

TİFANİ OTEL

30

60

(0232) 797 63 40

ORFU OTEL

6

22

(0232) 797 63 96

PAPİLON OTEL

12

30

(0232) 798 94 64

BERK OTEL

21

43

(0232) 798 76 83

SERAH OTEL

12

24

(0232) 797 42 61

DOĞAN MOTEL

45

90

(0232) 798 70 55

VİLLA MOTEL

25

50

(0232) 797 55 47

KARTUR MOTEL

24

48

(0232) 798 73 73

SUN MOTEL

13

28

(0232) 798 72 38

FAHRİ MOTEL

24

48

(0232) 798 72 30

KUĞU MOTEL

12

30

(0232) 797 53 52

GURUP MOTEL

8

20

(0232) 797 63 70

TAÇ MOTEL

10

20

(0232) 797 59 92

MAVİGÜNMOKAMP

21

63

(0232) 797 59 23

EYVANTATİLKÖYÜ

35

85

(0232) 797 53 70

GÜNEŞPANSİYON

10

20

(0232) 797 47 29

YÜKSELPANSİYON

7

15

(0232) 797 54 18

AİLE PANSİYON

14

28

(0232) 797 53 03

ÖZKANPANSİYON

14

28

(0232) 798 55 17

ŞAH PANSİYON

7

15

(0232) 797 50 87

OKEY PANSİYON

8

20

(0232) 797 74 07

 

HAVACILAR EĞİTİM KAMPI ( Sezon içinde 120-150 . 000 kişi ) 797 52 10

MERKEZ BANKASI EĞİTİM KAMPI 175 lojman 850 797 58 30

 

line3.gif (5784 bytes)

ÖZDERE'DE TURİZME HİZMET VEREN RESTORANLAR , KAFELER , BARLAR , DİSKOLAR

 

 

CUMHURİYET MAHALLESİ

GÜVERTE BALIK RESTORAN – Belediye İşletmesi – Balıkçı Barınağı

ALİ CAN BALIK RESTORAN Balıkçı Barınağı

YÖRÜK RESTORAN Atatürk Bulvarı

ÇİÇEK PETROL KAFETERYA " "

YILMAZ KAFE " "

SİM BAR, KAFE " "

SEVGİ PARKI – Belediye İşletmesi .

 

ÇUKURALTI MAHALLESİ

MİD NİGHT RESTORAN - Et ve Balık Restoran

OCAKBAŞI RESTORAN - Et restoran

GENÇ RESTORAN

AKASYA RESTORAN

SÖNMEZ PİDE

GÖKKUŞAĞI RESTORAN – KAFE .

VİLLA OTEL RESTORAN

KUĞU MOTEL RESTORAN

ÖZDAMLA RESTORAN

GÜNEŞ MOTEL RESTORAN

BABİL RESTORAN , KAFE

KEBAP 14

MAVİ RESTORAN

KAFE DOLFİN

KAFE BELLONE

YALI KAFE

MAVİGÜN KAFETERYA

ERGÖK KAFE

ERTOK KAFE

ŞAMDAN KAFE

CAFE CLASSE

GÜNEŞ KAFE

KAFE 2000

GÜRGEN DİBİ KAFE BAR

KAZAN KAFE

EROĞLU KAFE

MEST KAFE

YEZ BAR

CAFE PORTAKAL

YUNUS KAFE

BİZİM KAYFE

DİSKO MELAHAT – PAŞA MOTEL

 

ORTA MAHALLE

ÖDEMİŞ KEBAP SALONU

GENÇ PİDE SALONU

DOSTLAR RESTORAN

FAHRİ RESTORAN

KARŞIYAKALI PİDE SALONU

ANATOLYA KAFETERYA

ÖZKANLAR ELF KAFE

line3.gif (5784 bytes)

SOSYAL AMAÇLI DERNEKLER VE KURULUŞLAR

 

    Özdere ' de faaliyette bulunan Sosyal Amaçlı Dernek ve Kuruluşlar ;

  • ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ

  • BELEDİYE SPOR KULÜBÜ VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ

  • AVCILAR VE ATICILAR DERNEĞİ

  • ÇİFTÇİ MALLARI KORUMA DERNEĞİ

  • ÇUKURALTI MAHALLESİNİ GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ

  • 14 EVLER MEVKİİNİ GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ

  • GÖKTUR SİTESİNİ GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ

  • TARIM KREDİ KOOPERATİFİ

  • ÖZDERE SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFİ

  • KÜLTÜR , TURİZM VE TANITMA DERNEĞİ ( Kuruluş aşamasında . )

 

 

ÖZDERE'DE GELENEK VE GÖRENEKLER

 

    Özdere , bilhassa orijini olduğu KESRE KÖYÜ ( Cumhuriyet Mahallesi ) de oturan eski göçebe Türk Kavimlerinin yaşam stili olan Hayvancılık ve tarım şeklini benimseyip , devam ettirdikleri için ta , Osmanlı'dan gelen Türk örf , adet ve geleneklerinin çizgilerini benimsemiş ve sergilemektedir .

 

GELENEKSEL GİYSİLER

 

    Kırsal kesimde ve eski köyde yaşayan genç kız ve kadınlarda geleneksel giysi elemanları , şalvar , kazak ve örtü olarak dikkati çeker .   

    Şalvarın özellikleri ;

    Düğün ve Bayramlarda kullanılan şalvarlar yanlarından dikişli , paçaları fırfırlı olup, beli lastikli veya uçkurlu , toplanarak büzülür . Bunun içinde daha çok desenli , ipekli , dökük kumaşlar seçilir .

    Baş örtüsünün özellikleri :

    Baş örtüleri genelde , iğne oyası , tel kırma , hesap işi olarak kullanılır .

    Kazak ve bluzlar yazın kısa ve uzun kollu , dökümlü kumaşlardan , robaları büzgülerle süslenmiş , giysilerden oluşur .

 

GELENEKSEL DÜĞÜN

 

    Kız genelde görücü usulü ile istenir . Oğlan evi ve kız evi uygun görürlerse , kızı verdiklerine dair aralarında söz keserler . Ondan sonra kararlaştırılan günde nişan yapılır . Daha sonra düğün günü kararlaştırılır . Düğünden bir gün önce , kızın çeyizi alınır , oğlan evine götürülür , yerleştirilir . Düğünden bir gün önce damadın yakın arkadaşları ve aile büyükleri akşam yemeğine davet edilir . Bu arada da gelin evinde gelinin büyükleri tarafından kına yakılır ve gelin kendi kız arkadaşları , komşuları ve akrabaları ile "kına gecesinde" eğlenir .

    Düğüne eş , dost , akrabalar ve Mahalle Halkı çağrılır . Yemekler hazırlanır . Gelen misafirlere yedirilir . Halaylar çekilir , davullar , zurnalar çalınır . Gelin kalabalık bir kitle ile kız evinden alınarak , oğlan evine getirilir . Gelinin , Damata teslim edilmesi ve çiftlerin Damat Evine sokulması ile düğün sona erer .

 

YÖRESEL ÜNLÜ YEMEKLER

 

    TAVUKLU BÖREK :

    Tavuk haşlanır .Küçük parçalara bölünür . Pilavlık malzemelerde hazırlanır . Pirinç haşlanır .Tavuk ile birlikte içine kuş üzümü , ve küner de konur . Hamur yoğrulur . Saç üzerinde pişirilir . Soğumaya bırakılır .Tepsi yağlanır ve yufka tepsiye yerleştirilir . Aralarına tavuklu pilav konarak kat , kat hazırlanır . En üste yufka konur . Tavuk suyuyla ıslanır , üzerine tereyağ kızdırılıp , dökülür . Kare veya baklava şeklinde kesilir , pişirilir .

   TOPALAK :

    Bulgur sıcak su ile ısıtılarak kabartılır . Üzerine su serpilerek karıştırılır . Nohut büyüklüğünde yuvarlatılarak , etle , nohut ayrı bir kapta kaynatılır .Kaynayan bu suyun içersine topalaklar atılır . Ayrı bir kapta yağ ile salça eritilir üzerine dökülerek hepsi birden kaynatılır . Pişince ateşten indirilir .

   KEŞKEK :

Buğday bir gün önceden temizlenip , ılık suyla iyice yıkanıp , ıslatılır . Ertesi günü etleri bütün olarak buğdayla birlikte iyice haşlanır .Haşlandıktan sonra etler ve buğdaylar ayrı yerlerde iyice dövülür .Dövüldükten sonra etle , buğday iyice karıştırılır .Tuzu atılır , tereyağı ile salça üstüne dökülür .

    KULAKLI ÇORBA :

    Un , su ile biraz tuz ekleyerek çok katı olarak yoğrulur . 2' mm. kalınlığında yufkalar açılır ,kare şeklinde kesilir.Kesilen parçalara birbirine yapışmasın diye un eklenir , İçine çok ince kıyılmış , karabiberli kavurma konur . Hamur parçaları köşelerinden çapraz olacak şekilde bohça yapılır . Bir tepsiye unlayarak serilir . Tencerede soğan ince , ince doğranır .Salça ile kavrulur . Su eklenir , kaynayınca hamurları karıştırarak kaynamış suya eklenir . 15 – 20 dakika kaynatılır , sıcak olarak servis yapılır .

line3.gif (5784 bytes)

ÖZDERE'DE ÖNEMLİ GÜNLER

 

    Özdere bölgede en fazla panel ve konferans düzenleyen beldedir . Gerek çevre ile , gerek bulunduğu konum itibarı ile Depremle ilgili ve gerekse turizmle ilgili her ay bir panel ve konferans düzenlendiği gibi , yaz aylarının hareketli geçmesi için her hafta açık hava konserleri , tiyatro oyunları , defileler düzenlenmekte ise de Özdere'nin 10 senedir düzenlediği " ULUSLAR ARASI KÜLTÜR , SANAT VE TURİZM FESTİVALİ" ayrı bir yer alır .

    Birçok yerli ve yabancı Folklor Ekiplerinin , bir çok yerli ve yabancı konser gurupları ile sanatçıların yer aldığı eğlenceler dizisi , Deniz Sporları ve gösterileri, Sergiler ve El Sanatları gösterimleri Halkın beğenisini toplamaktadır. Amaç , Özdere'mizi biraz daha tanıtmak , turizmi canlandırmak , Halkımızın eğlenmesini sağlamaktır .

    Festival , Temmuz ayının ikinci Cumartesi günü başlar ve 2 hafta sürer .

line3.gif (5784 bytes)

 ÖZDERE'DE BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPAN KİŞİLER

 

1979 – 1980 Arif SİNAN

1980 – 1981 Hasan TAŞKIN ( Atama )

1981 – 1984 Mecit GÖKYOKUŞ ( Atama )

1984 – 1989 Şükrü ÖZKAN

1989 - Haldun ERTOK

line3.gif (5784 bytes)

ÖNEMLİ TELEFONLAR :

 

BELEDİYE ...................................................... ( 0-232 ) 797 51 21 / 797 50 28

JANDARMA KOM . ..................................... 797 85 29 / 156

TURİZM , DANIŞMA BÜROSU .............. 797 85 05

CUMHURİYET MAH. MUHTARLIĞI ..... 797 50 38

ÇUKURALTI MAH. MUHTARLIĞI ......... 797 68 58

ORTA MAHALLE MUHTARLIĞI ............ 798 70 69

SAĞLIK OCAĞI ........................................... 797 66 88

PTT ARIZA ................................................... 797 50 00

ELEKTRİK ARIZA ....................................... 793 12 72

OTOBÜS DURAĞI ....................................... 798 73 30

TAKSİ DURAĞI ........................................... 797 63 12

İTFAİYE ........................................................ 797 50 28 / 797 50 45 / 110

ÖZDERE BELEDİYESİNİN  E – MAİL ADRESİ

ozderebelediyesi@turk.net

line3.gif (5784 bytes)

Ana Sayfa